Kadının Varlığı konuşuldu

Kadının Varlığı

Ankara’da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinliklerinden birisi 7 Mart Cumartesi günü saat 14.00 de Varlık Lisesi’nde gerçekleştirildi.

“Kadının Varlığı” söyleşisinin konukları,Yazar Ayla Kutlu, Sosyolog Prof. Dr. Feryal Turan ve Kadın Eserleri Kütüphanesi Müdürü Narınç Ataman Kadınların varlığını ve sorunlarını dile getiren bir söyleşi gerçekleştirdi.

Varlık Lisesi Müdürü Hatice Bilge Çakır Kadın Hakları’nın Tarihçesini içeren açılış konuşmasından sonra sözü konuklara bıraktı.

Moderatör Prof. Dr. Feryal Turan toplumda bir çok eşitsizliğin var olduğunu ancak bunların arasında en önemlisinin “cinsiyet eşitsizliği” olduğunu, eğitim, iş yeri, siyasi yaşama katılımın eşitsizliklerden yalnızca bir kaçı olduğunu vurguladı. Kadın hakları açısından Türkiye’nin 145 ülke arasında 130. sırada olduğunu ve kadın çalışmaları alanındaki raporların kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğin kapanması için gerekli sürenin 99 yıl olduğunu gösterdiğine işaret etti.

İzlanda, Norveç, İsveç, Finlandiya’nın eşitsizliğin en az görüldüğü ülkeler olduğunu da sözlerine ekledi.

 

Yazar Ayla Kutlu, hep kadın hikayeleri yazdığı için kendisine sıklıkla “Feminist misin? diye sorulduğunu, oysa 3 erkek kardeş, hep koruyup kollayan bir baba ve bir erkek evlat sahibi olduğunu o yüzden erkek düşmanı olduğunun söylenemeyeceğini ifade etti.

“Feminist misin? sorusuna yanıtım genellikle “siz bundan ne anlıyorsunuz oluyor.

“Ben insanım ve insan haklarını savunuyorum” diyorum.

Türkiye’de İnsan hakları Evrensel Bildirge’sinin 1950 yılında imzalandığını sonra da okullarda çocuklara öğretilmesinin istendiğini, öğretmen olan babasının da kendilerine bu Bildirge’yi anlattığı ve yazdırdığını o zamanlar değerini fazla anlamadığını ancak anlamını sonra idrak ettiği bu metnin müthiş bir metin olduğunu sözlerine ekledi sonra da maddelerden birkaçını kendi sözleriyle Türkiye’ye göre yorumladığında Bildirge’nin bizde erkekleri koruyor gibi göründüğünü belirti.

Yazar Ayla Kutlu yalnızca Türkiye’de kadınları tanımlamak için bir çok sözcük olduğunu dile getirdi ve örnekler verdı: aşufte, hafif, yollu, cilveli, dilber, yosma, aldı yürüdü, eteği kirli, başı açık, kaşık düşmanı, yırtık, çatlak. Trajik gördüğü şeyin ise günümüzde kadınların geleneğe daha çok bağlanmak istenmesi olduğunu ifade etti. Ayrıca Osmanlı zamanında kadın yazarların sorunlarına değindi.

Yazmış olmaktan dolayı kendisiyle gurur duyduğu Kadın Destanı adındaki kitabının Dünya’da kadınlar için yazılmış tek gerçek destan olduğunu, bu destan da kadının bir kahraman olarak önemli işler yapabileceğini gösterdiğini, üzerinde 4 yıl çalıştığını ve son 1 yılda da metni oluşturduğunu sözlerine ekledi.

Konuklardan NarınçAtaman Kadın Eserleri Kütüphanesini ve Bilgi Merkezi Vakfı’nı nasıl oluştuklarını anlattı:

“ Biz bir avuç kadın ( Şirin Tekeli de dahil) Kadının Özgürlük Mücadelesi ile dokümanları toplayarak başladık ve 1990 yılında vakfı kurduk. Şahane bir kütüphane ve arşiv çıktı ortaya.”

Narınç Ataman Dünya’daki Kadın Kütüphaneleri hakkında verdiği bilgilerden sonra İstanbul Balat’da Eski bir Bizans Yapısı olan Kütüphane’de oluşturulan arşivler ve gönüllü çalışmalar hakkında bilgi verdi ve internetten detaylı bilgi alınabileceğini de sözlerine ekledi.

Konuklara Felsefe Kültür ve Sanat Derneği ile Varlık Lisesi tarafından hazırlanan Olympe de Gouge ‘un “Kadının ve Kadın Yurttaşın Hakları Bildirgesi kitapçığı armağan edildi.

Daha sonra Yazar Ayla Kutlu kitaplarını imzaladı. Ayla Kutlu’nun çocuk kitapları da olmak üzere çok sayıda roman ve öykü kitabı bulunuyor.

Gülseren Tozkoparan Jordan

8 Mart 2020