Dünya Ruh Sağlığı Günü kutlandı
Dünya ruh sağlığı günü her yıl 10 Ekim’de kutlanıyor. O yıl seçilen temaya dikkat çekilmeye o konuda farkındalık yaratılmaya ve iyileştirme çalışmalarına ağırlık veriliyor. 2019 yılında tema intiharı önleme olarak belirlenmiş.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres verdiği demeçte “ Ruh sağlığı olmadan sağlık olmaz. Dünya da her 40 saniyede bir birileri hayatın artık yaşanmaz olduğuna karar veriyor. 15-29 arası yaş grubunda intihar en yüksek ölüm sebeplerinin başında geliyor. Ruh sağlığı uzun yıllardır ihmal edildi, beni çok endişelendiriyor. Derhal acil önlemler alınmalı. Bu hizmete güçlü yatırımlar yapmamız gerekiyor. İnsanları ihtiyaçları olan hizmetten mahrum edemeyiz” seklinde konuştu.
Bu yıl Dünya Sağlık Örgütü de ortakları ile birlikte “40 saniye aksiyonda kampanyası” düzenleyerek intihara farkındalık ve önleme yolları hakkında bilgilendirme yapmayı amaçlamış.
Kampanya 10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü’nde hayata geçirildi ve gücünü artırmak için Ruh Sağlığı Günün’de de aynı tema işleniyor .
Araştırmalara göre gelişmiş ülkelerde intihar oranı daha yüksek olsa da “ İntihar kriz anlarında içsel bir dürtü” olarak ortaya çıkıyor. Dolayısıyla her ülkede farklı oranlarda görülüyor.
Bizim ülkemizde durum nedir diye bakarsak! Verilere göre Türkiye intihar oranı ile dünyada 79. sırada yer almakta imiş. En azından intihar oranı ile Avrupa’dan iyi durumdayız. En çok intihar görülen şehir Kars en az görülen yer ise Çankırı.
İntihar ile ilgili duyduklarımızı gazetelerin 3.sayfa haberleri oluşturmakta. Genelde öğrencilerde başarısızlık durumu, iflas, yoksulluk başta gelen sebepler. Her ölüm acıdır, çok üzer; hayatın en acımasız gerçeği her canlının bir gün bu hayata veda edecek olmasıdır. Bir insanın bu sonu kendisinin çabuklaştırması daha da üzücü oluyor, hem de önlenebilir bir sebebi varsa!
Geçenlerde bir markette kasiyerler arasında bir konuşmaya kulak misafiri oldum. O gün bir çalışanlardan birisinin işe gelmediğini, babasının intihar ettiğini ve cenazesi olduğunu söylüyordu diğer arkadaşına. Üstelik babası intihar eden çalışanın bir ay sonra düğünü varmış. Tam da oğlunun düğününü görmek varken neden diye düşündüm ve daha bir çok cevaplayamadığım ve sormaya çekindiğim soru üşüştü kafama. Düğünü olacak o gencin yüzleştiği acılar ve sorunları düşündüm, onun için üzüldüm. Ateş düştüğü yeri yakar. Yine bir kaç yıl önce yaşlıca bir tanıdığımın cenazesinde genç bir kız fotoğrafı vardı, oradakilere sorduğumda tanıdıkları “intihar” deyip susmuşlardı. Bu konuda kimse fazla konuşmak da istemiyor.
Biz toplum bireylerine düşen görev ise yakınlarımızda böyle bir eğilim farkettiğinizde yardım eli uzatmamız ve uzman kişilere yönlendirmenizdir. Güneş her sabah yeni umutlarla yeniden doğuyor.
Gülseren Tozkoparan Jordan
11 Ekim 2019